29 KASIM 2022


 

29.11.2022

            Durmadan aktı kanım. Damla damla göl oluyor altımda, can çekişiyorum. Görünmez yaraların acısına inanmıyor insanlar. İnandırmak için anlatabilmen gerekiyor. Oysa sen her şeyi anlatabilirsin acı dışında. Acı anlatmak fiiliyle beraber kullanılamayan tanımsız bir histir. Acı hissedilen bir duygudur. Binlerce formda karşısına çıkabilir insanın. Psikolojik acı, bizim içinde bulunduğumuz durumu anlatma yetimizin yetersiz kaldığı uzunca dövülmüş bir kayanın içinden çıkan eski bir fosil gibi. Hep geçmişte yaşıyor psikolojik acılarımız. “Seni bir daha görmek istemiyorum.” ne kadar acı verebilir. Benim için ölmeni istiyorum demek. Değil mi? Birini göremeyecek olmaktan daha fazlası mı peki ölmek? İnsanlarla kurduğum ilişki, tıpkı bir ağacın ucuna en tepesine ulaşan bir böcek gibi amaçsız. İnsan duygularının esiri olarak yaşayamayacağını bildiğinden uydurdu mantık safsatasını. Ne demek sağduyu ne demek mantık. Safsata.

            Uzunca bir yol aldım. Attığım adımlarda yer sarsıldı. Acımasızca kükredi anılarım. Duymamazlıktan geldim. Bir aslanı görmezden gelmenin cezası nedir? Ölmek. İşte tüm o anılar böyle öldürdü beni. Kükrediler yaşadıkça. Yaşadıkça daha yüksek daha gür sesle. Bir kere öldürdün mü kendini. Bir kere itiraf ettin mi kim olduğunu insanlara. Dönüşü olmayan o yola girdin demektir. Anılarımı ördüm evimden dışarı her adımda beni takip etsinler diye. Benim kim olduğumu dahi unutsunlar diye insanlardan öyle uzak durdum. Şimdi kaçtığım o aslanlara yem oluyor zihnim. Zamanında kulak asmadığım ne varsa bugün yankılanıyor evimin duvarlarında. Aslan merhametli bir avcı önce öldürüyor avını yemeye başlamadan. Canlı canlı yem olmuyor zihnim. Öldü şimdi cesedi parçalanıyor.

            Zihnimin bir köşesine bir tabure bir de kırbaç koydum. Belki anılarımı evcilleştirebilirim. Onları istediğim forma sokarım diye. İmkânsız benim tekrar hayata dönmem kadar imkânsız.

            .

            .

            .

            Bugün 29 Kasım 2022, zamanın nasıl geçtiğini değil, zamanının geçtiğini hatırlatıyor bana. Evet zaman gerçekten de geçiyormuş. Zamanın geçiyor oluşunu hayal edebilmenin ne kadar güç olduğunu yaşarken anlayamazsınız. Siz faniler sesleniyor zaman hepinize, ölümün varlığıdır. İnsana zamanı icat etmeyi mecbur bırakan. Bir küçük kuzgun havalandı göğe teke hayali vardı en tepeye, en yükseğe uçan kuş olacaktı o. Açtı kanatlarını son sürat yükseldi göğe. Kuşların en zekisiydi, kuzgun. Ancak zeki olmak yetmez, güçlü olmalıydı. Yükseldi yükseldi. Artık benden daha yükseği yok dedi ve öylece süzüldü gerisin geri. O anda gördü devasa kanatlı şahini ondan çok daha yüksekteydi ondan çok daha ihtişamlıydı. Kuzgun düşündü aklından geçirdi tüm dünyasını küçük kanatlarıyla buldu çözümü. Kandırdı kartalı bindi sırtına ve göğün en yükseğine en uç noktasına ulaştı o güne kadar hiçbir kuzgun onun ulaştığı yüksekliğe yaklaşmayı hayal bile edemezdi. Kartalın sırtından atladı kuzgun artık başarmıştı. Hem en zeki hem de en yükseğe çıkan kuş olmuştu. Kuzgun yere indi bir dala kondu. Bir ses yankılandı o anda bir lastik sesi kuzgun bir vardı bir yok oldu. Kanatları açıldı daldan yere düştü kuzgunun cansız bedeni. Çocuk geldi yanına kanlı bedenini kaldırdı kuzgunun vurdum onu vurdum! diyerek bağırdı arkadaşına. Çocuk habersizdi. İnsan habersizdi. Dünyanın en zeki kuzgunu işte böyle öldü.

            Ben de böyleyim işte Furkan, evet sana sesleniyorum. Ben de bir kuzgunum. Beni de öyle ördürdüler. Beni de kan içinde yerdeki cesedimi kaldırıp. Evet onu ben öldürdüm diye haykırdılar. Kuzgunla tanıştım ben. Rüyama girdi. Benim kuşumdu o! Yıllar önce kaleme aldığım kuşum. Kuzgun benimle, o satırlarda yaşamaya devam etti. Şimdi bu günlük kuzguna veda. Dünyanın en yükseğe çıkan kuzgununa bir elveda.

Bir şiir kuzguna,

 

 

Yükselen başın, yere değdiğinde

Gak sesleri kesilecek kuşlar aleminde

Sen eski dostum konuşmayı seversin,

Anlat söyle! Dinliyorum seni gönlümle,

Vazgeç benden! Vazgeç insandan!

Ama konuş benle, Özür dilerim insan adına,

Elveda kuzgun kardeş, Elveda kuş

Comments

Popular Posts