Eroin Güncesi

 

İnsan düşünmeden edemiyor başka bir hayatın mümkün olup olmadığını. 

    Konuşan insanlar ve aynı sözler "unut geçmişi". Ancak unutmak mümkün değil; asla ve asla. Bunu herkesin bilip bu kadar kolay yalanlarına katmalarını; hayallerini, insanlığa haykırama çabalarını anlayamıyorum. Okurken fark ettim ki hayatımın bir eroin bağımlısının hayatından farkı yok. Okurken fark ettim ki ben de aynı insan olabilirdim. Aynı sevgisizlik, farklı bağımlılıklar yaratıyor. Tüm bu bağımlılıkların sebebi bizi ölesiye sevdiğine inanan sevginin ne demek olduğundan habersiz yaşayan aileler, bizi var edenler. Bizi sevdiklerini bize sahip olmamız gereken her şeyi verdiklerini sananlar. Ama aynı soru bu onların suçu mu? Bizi varlığa mahkûm edenlerin özgürlüğümüzü savunması ne garip. İnsan tek bir özgürlükle kutsanmıştır, ölebilmek. İnsanın kendi ölümünü seçmek dışında mahkûm olduğu bu yaşamı acı bir deneyimle yaşamaktan başka şansı yoktur. Okurken söylediklerimin ne kadar acı veren cümleler, insanı kuyudan aşağıya itmek için yazılmış olduğunu sanabilir okuyan kişi. Ancak yazdıklarım, yazmak istediklerim, bir rüyadan uyandırmaya çalışmak okuyanı. Hepimiz bağımlıyız. Hepimiz aynı derece deliyiz. Suçlu insanlar sanıyoruz ama suçlu biziz. Suçumuz tüm bağımlılıkların en kötüsüne sevgiye olan bağımlılığımız. Çünkü sevilmek isteyen insan, sevilmek için her şeyi yapabilecek olan insan, sevgiyle olan savaşı kaybeder, bağımlılık budur. Bağımlı olmak bir şeye ya da birine sevginin insan damarlarına karışamaz olmasıdır. Çünkü insan ne yaparsa yapsın hayatta sadece sevgiyi unutmak ister. Sevildiğini hissetmek ister. Değer gördüğüne, sevilebileceğine inanmak ister. Oysa tüm bu sanmaların sonunda bir şeye bağımlı olur çıkar.

                İnsan bu aşamada sormalı kendine ben neye bağımlıyım. Alkol, sigara, sosyal medya, insanlar, seks vb.  hepsini bir cevap olarak alabilir insan. Gerçek cevap aslında kişiden kişiye değişir sanırız görünür bağımlılıklarla kaçarız gerçekten. Unutmaya bağımlıyız hepimiz. Acıları, sevmeleri ve sevilmeleri unutmaya bağımlıyız hepimiz. Biz insanlar kadar yaşamış insanlığını sokakta bırakamamış korkaklar kapalı kapılar arasında yaşıyoruz bağımlılığımızı. Hayatı yaşamayı yaşıyor olmayı ne unutturuyorsa bize bizde ona sarılmayı ona bağımlı görünmeyi seçiyoruz. Oysa hemen değişiyor bu bağımlılıklar görünürde geçen sene alkolik bu sene “H” bağımlısı olabilir bir insan çünkü hangisi daha iyi unutturuyorsa yaşıyor olmayı ona sarılıyor. Ben neye bağımlıyım? Ne unutturuyor bana yaşıyor olmayı. Ne yaparken hayattan uzaklaşıp bir seyirci olarak kalıyorum hayatın arkasından.

                Cevabını bulamadığım asılsız soruların cevabını bu kitabı okurken buldum aynı sokaklardan 20 küsur sene önce geçen bir kadının yaşamından yaşadıklarından alınabilecek en büyük en kalıcı izlerle beraber. Benim en büyük bağımlılığım, hayatım boyunca sevilmemenin verdiği acınası hali unutmama yarayan yazmak. Yazarın yazarken ki motivasyonunu kendi yazdıklarımın arka planında buluyorum. Ben neden yazıyorum? Unutmak, unuttuğumu kendime kanıtlamak için. Aslında kimsenin okumadığını bildiğim satırları kendimle kavga edercesine yazmak. Ben yazmaya değil yazabilecek olmaya bağımlıyım. Şiirlerimin her birine kimsenin anlamadığını, anlayamayacağını bildiğim gizli şeyler saklamaya bağımlıyım. Bu yazının her saniyesine eşlik eden müzik sesini sadece benim duyabiliyor olamama bağımlıyım. Bu kadar koparabildiğimi kendimi hayattan düşünmek mutlu ediyor beni. Sadece benimle olabilecek bir hayat istiyor olarak kalmak, istemek yaşıyor olmayı. Sinirli zamanları yazarken gerçeklikle tamamen oynayıp kelimelerin bana verdiği güce dayanarak hatırlanacak olanı tamamen yeni bir biçimde ele almak.  Güç sarhoşu olamıyorum bu yüzden. Kendi elimdekinin farkında olmadığımdan hiçbir zaman gerçekleri yaşayamıyorum esasında.

Eroin güncesi hayatın kalanını  geçireceğim hayatın bir fragmanı gibiydi, Ben belki eroinman olarak fazla dozdan hayata bir mektup yazmayacağım belki ama ben de sevgiyi, sevilmeyi aramak gibi bir mücadelede farklı şeylere olan bağımlılıklarımla eriyeceğim suyunda içinde eriyen şeker gibi hayata ait olarak saklanacağım. Benim hayatım satırlarım yazdıklarım olacak. Ben yazdıklarımın içinde yaşamaya devam edeceğim ama yolun sonu yine aynı yerde bitecek. Bir söz vereceğim, bir söz alacağım. Aynı sözler ikimiz içinde ölümün bir fermanı olacak. Sonunda hayata veda ederken ben de aynı şekilde aynı sözleri miras bırakacağım. Belki insanlar gerçek olan bağımlılığın ne olduğunu anlarlar hepimiz bağımlıyız unutmaya ama hiçbirimiz vazgeçemeyeceğiz unutamamaktan. Unutamayıp unutmayı arzulayıp kısa süreliğine bizi unutturan her şeye âşık olacağız.

 

 

 

Yorumlar

Popüler Yayınlar