1 ŞUBAT 2023
1.02.2023
Adaletin
kör bıçağı kesiyor insanlığımızı. Hayal kuramaz oluşumuzu kabulleniyoruz. Bariz
ve bariz olmayan seçimler yapmak zorundayız. Zamanı gelince ödeyeceğimiz
bedelleri üstlenmekteyiz. Şimdi, düşün kur usulca. Nasıl bir gelecek beklemekte
bizleri. Tartışmanın haksızlığın ve adaletsizliğin tanımı olması garipsenmiyor
artık. Birinin canını almak, malını almaktan daha çok övülmüyor. Hırsızlık
küçülüyor. Adaletsizliğe tapılıyor. Baştan aşağı bir değişim ne yazık ki mümkün
değil.
Bugünü
dünya adaletsizlik günü ilan etmeliyiz. İnsanlık bir an durmalı ve neyi hak
ettiğini düşünmeli. Hak etmediklerinin sahipleri yargılanmalı. Aç yatan
çocuklar için. Çocuklar üzerinden bir ajitasyon yapmak niyeti değil,
adaletsizlik üzerinden yargılıyorum çocukları. Benim için hiçbir hükmü olmayan
kurallarla yargılanıyor insanlar. Bir anlam ifade etmeli mi yasalar?
Aynı
şeyleri tekrar yazmaya devam edeceğim sonsuza dek.
Herkes için aynı
olan yasa nasıl adalet ismini alır.
Her
ne kadar adaletle yerleşen kavramlara bir isim bulmak gerekiyorsa da yasa,
kanun, yargı gibi isimler konulmamalıydı. Adaletin tek bir kavramı olmalıydı
“Mutlakiyet”. Her şeyin ötesinde olmalıydı. İnsanları bir araya getiren
herkesin bilfiil içinde yer alması gereken kanunlar, mutlakiyetlerinin yanında
kırılgan olmalılar. Zamanı geldiğinde her yasa insan gibi devretmeli kendinden
sonrakine. Varlığı insan için olan, insan tarafından yaratılmış şeyler insandan
üstün tutulmamalı.
Adalet, kimsenin üzerinde uzlaşmaması gereken
bir kanun mu olmalı? Yoksa üzerinde anlaşmış olmamız gereken yegâne kanun mu
olmalı?
Biraz
şüphe edip çokça yalanla yazmalıyız. Cümleler yuvarlak içinden çıkılamaz olmalı
tüm yazdıklarımızda. Adalet kişinin vicdanında yatmalı. Kamu dışardan gelmiş
kelime olarak orada duruyor değil ya. Adalet bizlerin içinde yaşamazken
adaletle yaşamak hayalini bir kenara koymalıyız.
Comments
Post a Comment