2 ŞUBAT 2023

2.02.2023
     Herhangi bir zamanda kalabilmeyi umarken, 
Bugün kendimi çaresiz ve yalnız görüyorum. Artık farkındayım asılı kalamayacağımın. Beni asacak cesaret kimsede yok. Yanlış anlaşılmasın öyle önemsiz bir karakterim ki tanrının oyununda blöf yapsam da kimsenin umurunda olmayacağını biliyorum.

    Birilerinin beni aşacağı yok. Sokakta yaşamak istiyorum. Kendimi sokağa ait hissediyorum. Evde kaldıkça evin ve şehrin korkusundan hayatından nefret ediyorum. Ne yapmam gerekiyor. Yeni hayaller kurmak ya da yeni insanların hayalleri olmak. İçim ürperiyor düşündükçe. Bazı şeyleri kaybediyorum buraya bir nokta koyup size dize dize yazdıklarımın amacından bahsetmeliyim. Sayın başkanım.

     Bu başkan önceki başkanlara hiç benzemiyor. Ben önceki başkanlardan sıkılmıştım. Hayatı ve yaşamı iyi bilirgillerden bir başkan seçildi bu hayata. Yani ben de kendi hayatımın başkanlık seçimlerine aday olacaktım aslında ama sonra düşündüm, neden kendimi yönetmek için caba sarf edeyim?

     Bir bakıma hayatımı kendim için yönetmek güç, sadece bir gücü gerektirmekte o kadar. Ben de kendi yönetimimi bıraktım her zaman yaptığıma benzer şekilde. Öyle değil mi? Yaşadığım ilişkiler, kurduğum dostluklar çoğunda aynı seçimi yaptırdım. Bunu yaptığım için insanlar benden rahatsızlık duymaya başladılar. Biliyorum çoğu için söylemek zor, ben bile kendimden rahatsızım algılamak zor değil.

      Bir bakıma bir dizi talihsiz olay yaşanacak, ben yine kendimi fes edeceğim. Kendimi fes ettiğim için meclisten yüksek sesli itirazlar yükselecek. Herkes aynı cümlelerle karşı çıkacak, sen aşık olamazsın. Tamam aşık olmayayım, olunca olanları biliyorum. İyi de ne yapayım. Aşk güzel bir eğlence. Güneş doğar gibi doğuyor, ılık bir esinti ve kuş sesleri. Ya sonra herkesin bildiği son geldiğinde, güneş battığında...

     Bunu benim gibi birine sormak hata! Karanlığı severken oraya atlamak istiyorum. Her şeyden çok sevmek en büyük hata!

     Bu hatalarda çuvala sığmıyor ne yapmak istesem beni izliyorlar. Unutmuyorum, unutmadığım için de benden hesap soruyorlar. Hesap sorma yetkisini de meclis vermiş, ulan kim bu meclis. Bir zamanlar üç adam, kin, nefret ve öfke seçime gitmişler bu meclis seçilmiş. Ben bu meclisi alkollü duygularla seçtim diye neden mahkum oluyorum kendilerine. Bundan sonra oy kullananların alkolmetre üflemeleri gerekli olmalı. Yani araba kullanmayacak durumda olan adama ne diye oy kullandırıyorsunuz değil mi ama...

      Biraz hayalin peşinde sırtı kırık bir çocuk, eee öyle büyümüş. Çocuğu daha küçük yaşlarda atmışlar sokağa. En kötü sokağa... Düşün sokağına. Yani evi sıcak yatağı pek rahatmış. Mış da yatağı ne kadar rahatsa düşünleri o derece rahatsız. Bu derece rahatsız düşünlerle, bin gece kalmış uykusuz. Uyku nedir unutmuş. Uykunun ne olduğunu unutur gibi yapıp uyuya kalmış savaha karşı. Tam uyurmuş, alarm durmadan uyandırır. Bu çocuğun düşünleri kimsesiz kendi başına düşünmeden edemez. Tanrı, duyar düşünür. Kim bu beyefendi? Tanımadığı tanrılara isim verir. Kimse konuşmaz bu çocukla neden bilinmez. Çocuk ben konuşkan degil derler de çocuk hiç susmuyor içinde.

     Aşkı tanıtıyorum iki el üst üste çocuk şaşırıyor, anlamsız bu. Evet anlamsız ama tanışmalısın. Acısını çekip şair olmalısın. Bunlar yalan aslında hiçbiri yok. Aslında kimse sevmiyor, kimseyi. Kimseler arasına önemli birileri de seviliyor herkesçe. Bakın kimin kimle kimse olduğunu tartışmak gereksiz. Zaten aşk aynı fasayla farklı bir fiso. Bir bakıma anlamsız. Garson çağırılır güzel bir içki söylenir, iki şişe içilip aşık olunur. O şaraba kimse sormamıştır, bu iki insanı aşık etmek istiyor musun? diye. Ki sorsalar Eros bile karşı çıkacaktır bu naneli aşka. Evet güzeldir kötülükle alır ancak fena da bir yakma hissidir aynı zamanda. Aşkın nanesini alıp çiğnemek için fazlaca kötü kokmak gerek. Yoksa mutlu insan ne diye aşık olsun, degil mi...

        Aşkı ekmek arası yapıp çantama attım okulda, kütüphane sıkılırsam kitaplardan çıkartıp bir ısırık alırım. O kadar...

   

Comments

Popular Posts