Gücün Yok Edilmesi Üzerine
Gücün Yok Edilmesi Üzerine
İrade sahip olduğumuz bir şey mi? İradenin özgürlüğü üzerinden bir özgür irade tartışmasına girişmeden önce tartışacağımız soru iradenin var olup olmadığı. İnsan özgür düşünmesinin de öncesine düşünmeye sahip midir?
İrade, insanın bir karar verme yeteneği olarak gördüğü ancak bunun ötesinde karşı çıkma olarak görünün bir yetidir. Bir eylemi yapabiliyor olmak onunla iradenin sebep olduğu bir ilişki kurmak anlamına gelmez. İrade, bütün istek ve koşullara rağmen bir eylem üzerinde karar kılmaya bağlıdır. İstence karşı çıkmayan eylem iradenin bir sonucu da olamaz. İrademiz istençlerle aynı yerde buluşmuş görünse de irade sonucu alınan kararların bilincin bir eseri olmaları, yani üzerinde bir düşünme sürecinin sonuçlarıyla ilişki kurmayı sağlayacak nedenler bırakması gerekir. İradesiyle hareket eden kişi, sonuçları her ne olursa olsun içselleştirdiği eylemlerin arkasında durmaktadır. Eylemler insan iradesinin aynalarıdırlar. İradenin üzerinde düşünülmüş olması her zaman etik sonuçlarla ilişik eylemler doğuracağını da söylemez. Bunun aksine iradenin sonucu olan eylemler çıkarcı olarak görünmektedir. Bir düşüncenin iradeye ait olduğunu bilmek ise daha zordur. Düşünmek istemediği şeylerle uğraşan zihnin istemek gücü devre dışı kalır. Ne isteyeceği konusunda irade gösteremeyen kişinin özgür iradeyle hareket etmesi de beklenemez. Gücün irade üzerindeki etkisi de benzer bir körlük yaratır. Çünkü güç insanın yapabildikleri olarak görünmez. Güç insanın iradesinin bir görüntüsüdür. Mevcut olduğunu bilmediği bir güce sahip olabileceğini söylemek her insanın kullanmadığı özellikleri olduğunu buyurmak olur. Ancak insanın gücü neticesinde ortaya çıkan tüm yetenekleri farkında olduğu iradesidir. Bu şekilde bakıldığında insanın mevcut iradesi sahip olduğu gücün farkında olmasından doğan, farkındalığı bulunan yeteneğidir. İnsan iradesinin farkında olmak zorundadır. Mevcut kabiliyetinden önce iradesinin farkına varması gerekir. Zihin özgürleşmek isterken tüm irade damarlarını kırmayı arzulayacaktır.
Özgürlükle uyanan insan, tüm hayalciliğiyle uyanan bir çocuk gibidir. İnsan neticesini bilmediği eylemlere meraklıdır. Merakını iradesinin bir uzantısı sanmaktadır. Merak iradenin bir parçası olmadığı gibi zihinsel ilişkilerin bir sonucu da değildir. Merak kurulan ilişkilerin bir sonucudur. Varsayımsal olarak A-B ilişkisinden doğan bir dizi soru bu iki olgunun ne olduğunu anlamayı sağlayacağı gibi bazen sadece olgular arasındaki ilişkilere de yönelik olabilir. Ama her şekilde iradenin uzantısı olarak merak, bir yanılgının sonucudur. Merak iradenin aksine zihnin doğrudan ilişki kurduğu nesnelere yönelik olmak zorunda değildir. İradenin bir güce sahip olduğu ve insanın bu iradesini korumaya çalışarak yaşamını elinde tuttuğu açıktır. İnsanın güçsüzlüğü iradesinin sahip olduğu çelişik duygulardan doğmaktadır.
Tüm ikilemler insanın iradesinin bir göstergesidir. Hiç şüphe etmeyen insan iradeye sahip olduğun dair bir kanıt sunamaz. Aynaya baktığında, bu ayna iradenin kendisi olduğundan, yalnızca onun adına verilmiş kararlarla karşılaşır. Aynada gördüğünüz ne varsa bunların bütünü sizi siz yapan düşüncelerin iradenin sıkı ipiyle birbirine bağlanması ve arasına meraktan ağların kurulmasıdır.
Comments
Post a Comment