Nas Kapital



Nas Kapital

İnsanlık tarihi, uygun adım marş gidenlerin ve uygun adım marş diye bağıranların tarihidir. Bir kırılım gerçekleşirken büyük sarsıntılara yol açar. Bu sarsıntıların uzun uzun sarstığı yerlerden kırıklar, kırıklardan yeni dünyalar fışkırır. Bu kırıkların tarihin çarşafıdır. Önceki dünyaların görünmesi için yeni aralıklar açar insanlara. Kim olduğumuzu unutmak üzereyken, bir anda kazanırız hafızamızı. Bu çatlaklardan sızan ışık gözümüzün anlam çeşnisinden uygun renkleri alıp sert bir hamleyle vurur tuvale. Esrik ve savruk görüntü anıların çağrışımlarıyla netleşir ve belirginleşir.

Bundan sonrasınaysa çağı yorumlamak kalır. Hiçbir zaman insanların deneysel canlılar olarak hayatta kalabileceklerini düşünmemiştim. Zeka elbette büyük bir güç. Ancak bu gücü ahlaksızlıkla raya koymak, raydan çıkan treni bir cinayet makinesi haline getirmenin ilerisine gitmez. Çocuklar mutlu olacaktır elbet, unutmasalar; yaşamı da aynı raylara koymaya çalışırlardı. Bir adam düşünün ki sadece hayatta kalmaya çalışsın. Bir diğeriyse canlılar alemini piramidinin zirvesinde kendinin bile farkında olmadığından habersizdir. Baştan aşağı yıktığı medeniyet bir zamanlar olduğu izlemini veren katedralleriyle ve o taşları oraya getirip kanıyla taşları boyayan kölelerin unutulmaz emeğini göstermez. İnsanlar büyük ve ulu eserlerin önünde eğilirken ben onları yok etmek isterim. Bir klasik müzik konçertosu eşliğinde. Piramitlerin muazzam güzelliği; cümlenin anlamını karalamaca sayarım. Çünkü ortada bir mezar ve bir mezar için hayatını feda etmiş karıncalar vardır.

İnsanların köleliği canlı yaratılışın bir sonucu değildir. Çünkü burada köle olan adam genetik olarak eksikliği olmamasına rağmen köleleşiyor. Aynı zamanda bu zeka ile orantılı olarak da evrimleşen bir süreç de değil. İnsanların nesilleri etkileyen ve evrimin genetik mekanizmalarını da kıran muazzam kapital aklının evrimin kendisine ne kadar karşıt olduğu açık. Sistem ne yapılırsa yapılsın geçirgenliğe asla müsaade etmeyen evrimin mutasyonla gelen sonuçlarının değil. Bir şekilde modifikasyon geçiren canlıların bununla birlikte gelişimin varlıktan daha önemli olduğu bir hal alıyor. Tabii ki burada modifikasyonları yaratan tüm süreçlerin de bir tekelin elinde olduğu unutulmamalıdır. Bu evrim mekanizmasının bir şekilde insanın elinde olan doğadan bağımsız seçilimsiz bir düzen yaratıyor. İyi olanın seçilmesi mümkün olmadığı gibi iyilerin de değil sadece belirli toplumların savaş ve terör gibi sebeplerle yok edildiğini görüyoruz. Ölümün gayet aramızda olduğu anti evrimsel bir süreç oluyor bu da. Gelelim evrim yasalarının insanlar için neden geçerli olmadığına. Bunun en temel sebebi hayatta kalma düzleminin değişmesi; bununla beraber üreme ve soy devamının baskıcı etkisi. Bir yandan en fazla üreyenler gettolarken öte yandan hayatta en uzun süre kalmayı başaranlarsa piramidin tepesindekiler. Ancak basit tıbbi etkenlerle çok fazla üreyen toplulukların ölüm oranlarının düşmesi, toplumlarının bir yanda dünya toplumundaki kölelik düzenini besleyici ve kapitalizmin işine gelen şekilde değiştiğini söylemek de hata olmayacaktır. Nüfus artışı iş gücüne katılacak kişi sayısını ve aynı zamanda tüketimi de arttıracaktır. 

Tüm bunlar ışığında yeni kapital, artık nas kapitaldir. Evrimin aksi yönde gitmeyi arzulayan herkes de bir masal dinler gibi bunun peşinden gitmişlerdir.


Comments

Popular Posts