ADINI KOY
ADINI KOY
Hayatta o kadar sorunlar varken, tüm sorunlarını kendinin yarattığını anladı. Kâhin değilim ki gelecekte yaşıyorum. Bu şehrin sokakları, insanları; anı yaşamama izin vermiyorlar. Ben kâhin değilim. Geleceğin kendisi olan bugün, hipnotize ediyor beni. Dünden daha iyi değilim diye yarına da düşman oluyorum. Elleriyle soktular kulağımdan içeri, ben kulaklarımdan zehirlendim. Konuşma arasında birkaç sözcük yan yana gelerek insanı yaşamdan soğutabilir mi? İnanmak istemediğim şeylere inanmaya başladım. O günü unutmalı ve sadece yaşamalıyım. Mümkün mü? Hayatımda istediğim hiçbir şey denk gelmiyor. Denk gelmesi için çok uğraştım ancak sanırım şans, yaratılmayı bekliyor diye; benim içimde onu yaratmaya karşı en ufak bir ilgi bile olmadığından; cümlelerimi kovalayan geleceği de buna esir ediyorum. Sonuçlarını düşünmeden, sadece yazmak ve yazdıklarımın insanlara dokunmasını arzuluyorum. Yanlış. Yine merkezine koyduğun insanlık arzu ediyor mu anlamayı? Varlığından haberdar mı acaba insanlık? Kim bilir kim olduğunun bile farkında değil kimse. Acaba bu hayatı neden yaşıyorum? Birinin bilmek arzusuna biraz olsun yardımcı olmak için mi? Hiçbir gerçeklik bizi kafeste beklemiyor. Farkında olmadan hatalar yapıyoruz sonra, istifra ediyoruz bir ağacın dibine. Bir kedi gelip tırmanıyor omzumuzdan.
Dün insanlık tarihinin en kara günü olduğunu fark ettim. Ben insanlık için faydalı bir iş yapmak istiyorum. Farkındayım, bilim yapmanın bir faydası olmayacağını hayata. Kendimi feda etmek istiyorum, sokaklarda. İnsanlar beni tanısın istiyorum. Bir şişenin kapağında yuvarlanmak istiyorum. Sokağa dökülen bir içki olsam, su ya da başka cinsten, akarken de hayal kurardım. Bu sokakta daha önce hangi kadınla adam; dudaklarıyla şiir yazdılar? Daha önce hangi evsiz bu sokağı seçti kendine uyuyacak bir mesken olarak. Sokakta yaşamak o kadar kötü değil bence. Mesela sokakta sabahlarken yaktığım ateşin başına bir köpek gelse, ben de onunla konuşsam, delirsem, köpek bana cevap verse yaşarım en güzel hayatı. Sokakları adım adım bitirirken, her sokağın başına bir kedi bırakırdım. Ben tanrı değilim. Tanrıların çocuklar olur mu? İnsanların tanrılardan daha üstün olduğu söylenebilir mi? Ben Tanrı olmak istiyorum. Kendi çocuğuma sahip olmamak istemem bundan. Ben tanrılara özeniyorum. Bu yazdıklarım bir daha hiçbir rastgelelik tarafından yaratılamayacak. Yapay ya da doğal hiçbir zekâ yaratamayacak bu cümleleri. Benzersizdir yazılan her sözcük. Tekrar edilemeyecek kadar muazzam bir havuzun içinden seçilmiştir boncuklar. Ben sözcükleri seçmiyorum yazarken. Havuza atlıyorum. Kelimeler havaya savruluyorlar. Heybemi dolduruyorum. Sonsuza dek kendimi meşru kılmak için uğraşacağım bu sözcüklerle. Bir gitar telinde uyuyacağım. Hayatın bir anında fark edeceğim, insanların öykülerinden uzakta, matruşkalar haline geldiğini. Uzaklarda birinin yazdıkları, denizleri ne kolay geçiyor. Sözler insanlardan daha hızlı ilerliyor.
Dördüncü boyutu hayal ediyoruz hepimiz, acaba ikinci boyutu var mı hayatın? Merak ediyorum. Seninle Kaçıncı boyutta karşılaştık? Düşün. Kağıdın üzerinde iki boyutta sağdan sola kaydı gözün cümleler kağıttan yükselip zihninde anlam kazandılar. Bu anlam kaçıncı boyutta mesela? Cümleler abuklaşmaya başladı. Ben de terk edeyim cümleleri, onlar beni terk etmeden evvel.
Comments
Post a Comment