KAYIP 1.BÖLÜM : KUŞ
KUŞ
Karanlık
çok soğuk kış günün de sokak lambasının altın da oturuyorum. Yalnızım
gece üç civarlarında kaderimi düşünüyorum. Yalnızım tüm benliğimle. Arkadan
seslenen kuşun sesini saymazsak tamamen yalnız bir bedenim . Sıradan bir
insanla beni ayıran gerçeklik duygumu yitirmiş olmam mı ? Kuşu hayalden
ayıramıyor oluşum beni neden farklı
yapıyor ? Kuşun yokluğun da özlem duygusu ile doluyor ruhumun her zerresi .
Varlığın da benliğimi saran bir kurt gibi acı veriyor ruhuma. Yok olsun
istiyorum bir daha olmaz diyorum. Bu sefer inanmayacağım sana kuş ;
-Sen
yalancısın.-
Ben kışın sert ayazın da
aklımdaki düşüncelerle savaşırken arakadan kuşun seslenişi işitildi.
-Kalk gidiyoruz.
-Nereye ?
-Benliğini geri almaya
-Ben
buradayım benliğim nerede?
-Yakında
ama gitmeden bulamazsın.
-Nereye
peki ?
-Sormadan
bulacaksın cevabı, bu sefer cevaplar bulacak seni .
-Bilmeden
nasıl gideceğim?
-Bilmek
nedir ? Sen bildiğini sanırken, gerçekliğinden ne kadar eminsin bildiklerinin.
Gerçek olduğunu varsaydığın hayallerini , gerçeklikten uzaklaşan rüyalarını
gerçek sanıyorsun. Tüm hayatını bir hiç
için harcıyorsun.Kaybetmen gerekiyor ,kaybetmeyi öğrenmelisin .Uyanmalısın
kazanmanın sarhoş eden şarabından .Ayılmalı ruhun ve yola adımını atmalısın. Artık
yürü izimi takip et attığın her adımla öğreneceksin gerçeği.
-Gerçek
nedir peki onu da söyle?
-
Beni takip et göreceksin gerçeği. Gördüğünde anlarsan, gerçeklik seviyor seni.
Kör olmuşsa hayallerle gözlerin göremezsin asla gerçeği. Gözle görmekte
fakirdir. Bakmak görmek değildir. Baktığını görebilmeyi öğrenmelisin.
-Peki
nasıl ?
-
Öğreneceksin gideceğimiz yolda eğer öğrenmek istiyorsan sormayacaksın.
-
Anladım cevapsız kalacak sorularım
-Sormamayı öğrenene değin öyle olacak....
Kuş biliyorum eğer sorgulanmasını
istemiyorsa cevapsız kalırdı sorularım cevabı bulmak onda çok zordu her verdiği
cevap yeni bir soruyu doğururdu.Bende sormadım hiç soru sormamayı öğreniyordum . Hızırla çıkılmış yolda gibi...
Takıldım arkasına ,aslında var olmadığını
bildiğim bir cevabı aramaya peşinden. Gidiyorum sorularımın cevabını bulma umuduna. Asla
bitmez sorularım. Keşif yolunda öğrenmiştim. Cevaplar değil mesele yeni bir
soru bulduran zihnin yeni oyunlarını ve en bilinmez olan insanın kendisini
keşfetmesi her adımında yolun. Kalbim deki boşluğu doldurabilen tek olgu geçek
olduğuna inandığım ve benim gerçekliğim olan bir sese ait. Her duyduğun sesin
için de bir parça onu aramak ne kadar acıtıyor ruhumu nasıl yoruyor. Her saniye
gerçekliğe olan inancım daha da azalıyor. Çocuk yaşımdan beri kuş benim
sırdaşım , dostum , kimsesizliğimin kimsesi sanırım.
Kuş tekrar seslendi.
- Neredeyiz ?
-Bilmiyorum.
- Neredeyiz ?
-Neredeyiz ?
-Burası
senin doğduğun yer ?
Kafamı çevirip baktığım da bahçeli
siyah kapılı bir ev gördüm. Bahçesinde dallarından bez parçaları sarkan görkemli
bir ağaç ve onlarca bahçe cücesi vardı. Çocukluğumun silinmiş anılarından
geriye kalan bahçe cüceleri ve görkemli çınar ağacı. Geçmiş sihirli bir kelime
gibi geldi . Sahip olduğum her şey hatırladıklarım kadar. Unutmak her şeyi bir
çırpıda sahip olmamak belki de hiçbir zaman. Düşününce geçmişimi sadece bir ses
hatırlıyorum bildiğim kara bir kuş insan sesinde. Hatıralarım beni eskisi kadar kollamıyorlar silinen her
anım aslında hayatımda kaybettiğim tutunacak bir dalım.
-Artık
gitmeliyim.
-Gitme
!
-Gitmeliyiz biliyorsun.
Cevabını beklemeden yola devam ettim. Şimdi
yalnızım. Varlığını hissedebildiğim bir ses kendi gerçekliğimi kaybettiriyor
bana . Benim gerçek diyebildiğim hiç bir şey kalmadı . Doktoru düşünüyor,
yıllarca kaldığım kliniği ve onlarca saat süren acılı tedavileri zihnim yeniden
kaybolmak istemiyor . Beni bul !
Yorumlar
Yorum Gönder