24 OCAK 2023
24.01.2023
Masamın
üzerinde bir karınca Rainer Maria Rilke’nin şiir kitabının üzerinde bir köşeden
bir köşeye gitmekte. Ne derece sonsuz bir yol alıp gelmiş buraya diye
düşünüyorum. Buraya kadar gelmiş acaba geriye dönüş yolunu bulabilecek mi? Belki
de eve döndüğünde diğer karıncalara beni anlatacak gördüğü kadarıyla.
Masamın
üzerinde bir karınca son günlerde masanın üzerine bir dağ gibi yükselmekte olan
kitapları bir bir aşarak en tepeye ulaşabilecek kadar güçlü bir karınca. Karıncanın
yaratılışı sadece ulaşabilecek bir yer arıyor oluşumu kaç tanesi yaşıyorlar
yaşamın içinde. Ufak bir kırıntının kokusuyla yüzlercesi var oluyorlar bir
anda. Karıncalar diğer birçok böcekten daha sevecen çoğunluk için peki neden?
Doğadaki
en yırtıcı canlılar topluluklarından biridir karıncalar. Bu türde araştırma yapan
bilim insanların çoğunluğu için eğer türün çoğunluk ekseriyeti beş
santimetrenin üzerine ulaşabilseydi tüm dünya canlılığı için yıkıcı bir güç
oluşturabilecek kadar kalabalıklar. Tabii bu tehlike insanın zekâsı karşısında
dumura uğrayacaktı yüksek ihtimalle. Çünkü zekâ olarak tanıttığım bu övünç aslında
bir soru sorabilme yeteneği. Herhangi bir canlı zeki değil midir? Canlıların
çoğunluğu özellikle memeliler insan kadar olmasa da gayet zeki yaratıklar
insanın farkı farklı sorular sorabilmesi ve bu soruların cevaplarından ürkmeden
yaşayabilmesi.
Savunma
adı altında farklı sorular sormaya devam ediyor. Bir bomba yapsak ve yüz bin kişiyi
aynı anda öldürme gücü olsa nasıl olur? Bu soruya verebileceğim cevaplar
aslında benim için tekil savaşın ve gücün her türlüsüyle bir edebi kavga sürdürüyor
olmam bu soruyu soracak kişi ve zihinlere de aynı cevabı vermemi gerektirecek.
Neden yüz bin kişiyi öldürüyoruz? Çünkü onlar terörist.
Adam
Sandler’ın Zohan’a Bulaşma adlı filmini izledim. Film dünya üzerinde yaşayan
insanlar için büyük ince sınırları yaşayan bir konu üzerine kurulu. Filistin ve
İsrail tartışması nasıl anlatılmalı ya da elinde sinema kadar büyük bir güç
barındıran önemli bir isim bu konuyu nasıl ele almalı. Filmin başında bir İslam
yergisi yapacağını düşünmüştüm. Film ilerledikçe bence Amerikan komedisinin en
sevdiğim yanı konular ne kadar kriminal olursa olsun tarafsız kalabilmesi, öte
yandan filmde sevmediğim aynı şekilde Amerikan komedilerini korkak yapan her
zaman toz pembe finallere sahip olması.
Fikir
olarak gerçekten doğru bir mottoyla son buluyor. İsrailli bir kontrgerillanın Filistinli
bir kadınla âşık olup evlenmeleri. Filmin tarzı absürt dokusu içinde
barındırdığı tüm komedi öğelerinin arkasında Türkiye’de bile çok az anımsanan terörün
ne olduğu ile yapılmayan birçok tartışmayı da yapan bir film. Adam Sandler’ın
çok ondan fazla filmini izlemiş biriyim ancak ilk kez bir Sandler filminde soru
sorma ve mesaj verme ehemmiyetinin bu kadar ön planda olduğuna şahit oldum.
Zohan
bir karakter olduğu kadar gücünün yanında taşıdığı temiz kalbi ve
yardımseverliği ön yargıdan ayrıştırdığı tüm özelliklerin yanında filmin asıl
mesajı nefrete mecbur kalanlar başlığı altında değerlendiriliyor. Benzetme tam
olarak yerinde olacak ama doğuda ırkçılığın batıdan daha fazla olması da aynı
şekilde nefrete mecbur bırakılmış azınlıkların neticesi olarak görünüyor benim
gözlerimden. Her ne kadar kabul etmek istemesek de aslında ayrım ve ırkçılık
var ancak bu ayrım doğuştan gelen ya da sonradan oluşan ayrımlar değil. Hayatta
mecbur bırakılmış bu nefretlerden sıyrılmak isteyen ne kadar fazla olduğunu
gösteren birçok şey var aslında. Efendim biz bir münakaşaya girme zorunluluğu hissediyoruz
karşıdakiyle ama savaşın bizim savaşımız olmadığının da farkında değiliz. Konuşmadıkça
ne kadar yalnızlaşıyoruz. Bu filmin herkes tarafından izlenmesini dilerdim.
Aynı anda güldürürken ne kadar çok şey anlatabileceğini Türk komedi arenasına
da gösterebilecek türden bir film.
Masanın
üzerinde bir karınca bilgisayarın harfleri üzerinde bir o uca bir uca gidip
geliyor. O giderken yazıldı bu yazı onu rahatsız etmemek adına özellikle onun transfer
geçtiği harflere basmama titizliğini de göstererek. Günün birinde Kürt sorunu,
doğu sorunu adına ne derseniz deyin çözülmüş olacak. Bunun ne olduğunu mecbur
bırakılmış nefretlerinin farkında olacak bir gelecek nesil tarafından.
Masamın
üzerindeki karınca masa lambasına doğru tırmanmakta. Bir fedai olarak tüm
koloniyi temsil ediyor fi zamandır. Uzun çarşaf cümleler kuruyoruz bir dut
ağacı sevginin altında. Sallanıyor dallar bakalım neler dökülecek ağaçtan diye
seyretmekteyim.
Masamın
üzerindeki karıncaya selam olsun.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
Bir milyon yıldır aynı savaş
Savaşın adı tartışmalar
boyunca sürecek
Bir ırkın sonuna nasıl bir
sorun parantezi açılabilir anlaşılmaz
Bakınız ben daha önceleri bu
tartışmayı yaptım aç parantez bir sonuç bulunamadı kapa parantez
Zamanın geçtiğine nasıl inandıracağız
bu insanları
Aziz insanlar evet şu an yüz
sene öncesinde değiliz aynı şeyler için savaşmayın lütfediniz
Bakınız bu tartışma daha
zamanın var olmadığı zamanlarda uydurulmuştur
Sırf sizler kendinizi ait hissedeceksiniz
diye bin yıl daha aynı tartışmayı yapmanın bir anlamı yok
Nasıl anlatacağını bilmeden cümleler
diziliyor uzun uzun hesaplı
Bakınız bu bir bakkal hesabı
değil zamandan borç aldım kendisi iyi mühendistir.
Belki uzun ve katranlı zamanlar
biçebiliriz kendimizce bulduğumuz palavra düşler için
Uzun ve ahir bir zaman deyip
geçiyorlar efendim nasıl anlatacağız bunlara sorunların mihenk taşının zührevi
bir alemden zihinlerine iştigal ettiğini
Anlatamayız mavi boncuk bir
öykü değil çünkü
Güç, var
Kan, var
Öfke, var
Çözümlü cümleler aramaz para
bugünlerde
Bin yıl daha var
farkındalığını yaşayacak zamansız cümlelerle
Ne sorun biçiliyorsa dünya
için
Azınlıktan çoğunluğa
Tüm sorun hayallerini adına,
hayal denilen
Ardından giden hayalcilerin
kurtardığı bir anlamak
Kurtaracak geleceği
Ölülerin arkasında ağlamasa yetimler
Daha az yanar evlerin çatısı
Yorumlar
Yorum Gönder