PHAEDRA

 



PHAEDRA



"Quod sit luendum morte delictum indica"


Dilenmekten erinmiyorum asla. Neden?

Üç yüz kez yüzdüm aynı nehirde. Üç yüz kez boğuldum bu nehirde.

 

Geceleri pek sevemeyenlerden, belki de yalnızlıkla eşleştirdiğinden kendisini ait hissettiği bir yer bir oluş bulmadığından. Kim bilir.

İçimde bir ürperti var. Duyabilen üç adam var. Tartışıyorlar.

Kafalarda tamamen farklı üç düşünce.

Sesi tanımaya çalışıyorlar.

Kafalarda dağınık, erinik, biçare üç düşünce.

*

Birinci yüksek sesle konuşuyor.

İkincisi pısırık susmakla konuşmak arasında, vızıldıyor.

Üçüncüsü tonunu özenle seçtiği sert cümlelerle kuruyor diyalogları.

*

Pısırık olan

Elleriyle hareketler yapıyor, anlaşılmıyor.

Kağıdı ilk o icat ediyor.

Daktiloyu da torunlarından birisi bulmuştur kesin.

*

Konuşabilen adam

Yazmaya da ihtiyaç duymaz.

*

Konuşarak anlatabiliyor madem,

Mademki dinleniyor konuştuğunda.

O halde ne gerek var yazmasına.

Zaten yazanlar hep yalnızlar değil mi?

Yazmak, düşünmek için yalnızlıkla yüzleşmek gerekmez mi?

*

Üç adamın öyküsüne dönelim o halde.

Bunlar gerçekte tekler.

Öyle tekler ki

Aynı anda bağırıp

Aynı anda susup

Aynı anda durgunlar.

*

Bu adamlara bir anlam veremiyorum.

Ya çok kibirliler,

Kibirden aynaları çatlatıyorlar.

Ya öylesine tevazuyla seyrediyorlar gökten.

*

*

*

Üç yüz bin yıl önce bu üç adamdan doğdu insanlık.

Üç adam, tek insan…

Yorumlar

Popüler Yayınlar