Tanrının Çocuğu

 

Çarmıha Gerilen Ölümler

 

Bir zamanlar bir tanrının varlığına inanıyordum. Beni yaratmış varlığıyla beni diğer canlıların ötesinde kutsal bir varlık haline getirmişti.

Bunu düşünmek ne zaman son buldu. Anlatsam inanmazsınız. Bir yaşayanın bir tanrıyı reddetmesi tüm yaşamlardan daha zordur.

Küçük bir çocuk, ellerini açık her şeyi isteyebilir tanrıdan. Küçük bir çocuk sahip olduğu her şeyi tanrıya borçludur. İyi de bu tanrı kimdir. Kaç yaşındadır? Erkek midir? Kadın mıdır?

Hangi dili konuşur bu tanrı?

Tanıştığı ilk insanlar ona, tanrının bilmediği bir dili konuştuğunu söylerler. Kimsenin aklına tanrının ne olduğunu anlatmak gelmemiştir. Sordukları da bu sorunun cevabını bilmemektedir.

Gereği yapıldı sanır çocuk. Ne de olsa her emir yerine getirilmiştir. Her dediğini yaptığı bu Allah kimdir?

Çocuk büyümekte tanrı hep aynı kalmaktadır. Çocuk tanrı kaç yaşında diye sormuştur da kimse bilmemektedir. Hatta sırf bu soru yüzünden dayak bile yemiştir.

Tanrı hakkında merak gelişmeyi bırakmış bu her dediğini yaptığı kişiden soğumaya başlamıştır. Sahi der ben neden tüm emirlerine uyuyorum bu kim olduğunu bilmediğim kişinin babamın bile bana daha fazla faydası var.

Hem ne zaman soru soracak olsam beni dövüyorlar.

Tanrıyı tanımak bir çocuk için zordur.

Çocuk pes etmek bilmez.

Bilenmiştir.

Tanrıyı bulacak ve yediği dayakların öcünü alacaktır.

 

*

*

 

Gün gelir tanrı görünür.

Çocuk artık okuyabiliyordur.

Kitaplarla ve tanrının kitaplarıyla tanışır.

Çocuk yine şaşırır.

Herkesin tanrısı farklıdır.

Kimisinin tanrısı aç, kurban bekliyor.

Kimisinin tanrısı güçlü, geçen olan deprem onun vekilinin suçuymuş.

Bu tanrılar da amma aristokrat, bu kelimeyi de okuduklarında görmüştü.

Anlamını bilmediği dilden, anlamını bilmediği kelimelere evrilmişti.

*

*

*

Çocuk büyüdü adını bir peygamberin adından alan, tüm hayatını anlamaya adamış bir insan, yazar oldu.

Günü geldi o hariç herkesin zihnin berrak bir gerçekliğe sahip olabileceğini anladı.

Gerçek kitaplarda yazmaz.

Onları okuyarak bulamayız.

Gerçek büyük bir emekle yaratılmak zorunda.

*

*