Ağaç Charles I

 I


"Uçup gitsem daha mutlu olacağımı sanırdım. Acılarımı yenecek kadar güçlü olsaydım her zaman gülerdim."

    Hikayemiz elleri olmayan o adamın bir sabah yataktan uyanmasıyla başladı. Adam aynaya bakmayalı uzun zaman olmuş, nasıl göründüğünü unutmuştu. Ellerini kaybettiğinden beri yazmaktan başka bir şey yapmıyordu. Teknolojinin gelişmiş olması, onu hayatta tutan şey olmuştu. Yapay zekanın algıladığı sesi kelimelere dönüşüyor, ekranda gördüğü görüntüyle mutlu oluyordu. Çocukluğundan beri sadece yazmak konusunda iyiydi. Sadece bu alanda yaptığı şeylere değer verirdi aynı zamanda. Yazılı olmayan her şey onun için güzelliğin bir formu olabilir ancak anlamsızdı.

    Bir adı vardı bahçedeki ağaçlarının. Her biriyle özenle ilgilenirdi. Zamanı unutur onlarla konuşurdu. Bahçedeki zamanlardan birinde ağaçların biri ismiyle seslendi. 
-Hey Jackson.
Cevap verirse kendi deliliğini tescil edeceğini düşünerek önce cevap vermedi. Çünkü ağaçlar zihninde hep konuşurdu onunla. Her birine farklı bir ses atfetmişti zihni. İlk kez seslenmişti ona ağaç, Charles.
-Hey Jackson, sol yanım çok kaşınıyor. Beni biraz kaşır mısın?
Dünyada ağaçların da kaşınabileceğini hayal edebilecek tek kişi de benim sanırım diye kendi hayal gücüne güldü. Ancak cevap vermemekte ısrarlıydı.


        Ağaç Charles, konuşmayı sürdürdü. Jackson! Hayatım yüzlerce yıldır bu ormanda bu genç ağaçların arasında devam ediyor. Yüzlerce yıllık yaşam bana insanlarca konuşma yeteneği kazandırdı. Sen gördüğüm yaşamlarda bize dokunan bizle konuşan tek insansın. Bizim yanımızdan geçer,  dallarımızı kırar yapraklarımızı koparırlar. Ancak kimsenin aklına bu dalları sevmek gelmemiştir. Kaç yaşında kaç yıldır yaşamda olduğunu unutan benim gibi ağaçlar çok insan tanırlar. Bizleri sadece filozoflar sever. Yaşamla ölüm arasında filozofça yaşayanlar. Senden çok önce gür bıyıklı bir adam vardı. Her gün bu ormanda yürüyüşe çıkar, senin gibi severdi yaşlı ağaçları. Ben birkaç yüzyıl gençtim. Onunla konuşan ağaçlar onlara hayat hakkında sırlar verdiklerini söylerlerdi. Tüm ağaçların bildiği bazı sözleri de anlatmışlardı. "İnsan aşılması gereken bir şeydir." Tüm ağaçlar arasında bilinir. Bu bölgedeki ağaçlar daha bir fidanlarken yetiştirilir. İnsanların akrabalarımıza yaptıkları soykırımlar anlatılır. Ormanda baltalı bir adamın öyküsü her fidan için ürkütücüdür. Çok azı, senin gibidir. Otları yiyen meyvelerimizle tohumlarımızı uzaklara taşıyan canlılar vardır. Hiçbiri dallarımızı kırmaz. Çoğu bizim onlara verdiğimiz faydalar kadar faydalıdır bizler için. Bazıları yerdeki çimenleri ev otları yiyerek biz ağaçların besinlerini bile arttırırlar.
    Biz ağaçları tanıyan konuşan insan sayısı çok azdır. Ben ilk kez biriyle konuşmak istedim. Seni iyi yapan sahip olmadığın eller sanmıştım başta. Her güçsüz insan üşütüğü yerde iyilikle yaşamaya başlar. İnsanlar tüm canlılardan bu yönüyle ayrılır. Bir kedi gördüğümüzde savaşır haldedirler her zaman. Bazen gözlerini ellerini bu savaşta kaybederler. Ancak hiçbiri bunun için kendilerine acımaz. Hayat onlar için yaşamaktır sadece. Tüm güzelliklerini de bu yaşamaktan alırlar. Biz ağaçlar da öyleyizdir. Sadece yaşayarak elde ettiğimiz güzelliklerimiz vardır. Güneşe ulaşmak için yarışırız. Hepimiz ulaşırız. Yaşam sadece yaşamak için bir yaşamdır. Kimse fazlasını beklemez.

    Jackson dayanamadı ve dinlediği baş döndürücü hikâyeden kafasını kaldırıp ağacın en yüksekte güneşle parlayan dallarına doğru konuşmaya başladı.
    
    Belki de bende bir ağacımdır. Tek amacım sizler gibi yaşamaktır. Çünkü sizin aksinize acı çekerken bile yaşamaktan vazgeçemem. Her saniye acı çekerken siz acıyo bilmeyen canlılardan daha yaşam doluyum. Sizler acı çekmediğiniz için şanslı mısınız? Sizler zihinlerinizi sadece nefes almaya harcadığınız için bizden iyi misiniz? Tanrınız var mı? Siz bir yaratanın boyunduruğunda istemediğiniz bir yaşama mecbur kalmak ne demek bilir misiniz? Jackson sözleri bitince bir rüyadan uyanmış gibi kafasını sallayıp korkuyla irkildi ve evine doğru koşmaya başladı.





Yorumlar

Popüler Yayınlar