Kapitalist yeni meta, Popülarite



Kapitalist yeni meta, Popülarite

İstiyorum. Çok istiyorum. Neyi? Onu. Neden? Yok.

Dört günlük bir yaşamdayız. İlk günü hiçbirimiz hatırlamıyoruz. Hatırlamadığımız bu yaşama çocukluk diyoruz. Buradaki hatıralar anı olarak saklanıyor. Bilincimizi hatırlamıyoruz. İkinci gün, gençlik. Üçüncü gün, insanlık. Dördüncü gün, kitaplık.
Ürettiğim bu kavramlara ve bu kavramlara olan bakış açımı yakından bir bakışta bulunacağım. Bugüne kadar yapılmış tanımları insanın canlılık yapısına uygun bulmuyorum. Çünkü insanın zihinsel yapısına eşlik etmeyen sınıflandırmaların sadece biyolojik bir canlı olarak insan hakkında olabilir. İnsan sadece biyolojik bir canlı değildir. “İnsan, sadece biyolojik değildir.” in içinde metafizik kavramları bulundurmanıza da gerek yok. İnsana biyolojik varlığının dışında atayacağımız en temel özellik materyallerde yaşattığı benliğidir. Son gün olan kitaplık bunun bir temsilidir. İnsanın yarattığı muazzam külliyat bilginin bir şekle sahip olabilir olması. İnsan kendini bedeninden çıkarıp saklamanın yolunu önce dille, ardından dili materyal haline getirmeyi başardığı yazıyla yapmıştır. Zekanın bir da en önemli izlencesi yarattığı bu materyaldir. Sanırım yaptığım sınıflandırmanın fikirsel altyapısı anlaşılmıştır.
Öncelikle, yazının temel konusu haline gelecek olan meta kavramının benim için karşılığı açıklamalıyım. Bence insanların özellikle birinci derece ihtiyaçlarına ulaşabilirliğin muazzam oranla arttığı günümüzde meta kavramının şekil değiştirdiğini düşünüyorum. Çünkü bazı yeni metaların doğrudan insanın sahip olduğu şeylerle de ölçülmediğini söylemek gerekir. Bunları göz önünde bulundurursak metanın yeni tanımı, insanların haz ve mutlulukla eşdeğer gördüğü ve sahip olmak istedikleri her şeyi içine alan yeni bir hal aldığını söyleyebiliriz. Popülarite de bu yeni metalardan biri. Doğrudan maddi bir karşılığı olmak zorunda olmayan bu yeni meta insanların kazanmak için zarar etmeyi ve meta dönüştürmeyi de seçtikleri gelişmiş bir hal aldı. Buna verilecek en iyi örnek şu an sosyal medya hesaplarında içerik üreten insanların çoğunun 1000 sene öncesinin krallarından bile daha tanınır olduğunu söylemek hatalı olmayacaktır. Bunun yanına kalıcılık gibi kavramlar ekleyerek bu şahısların kalıcı bir değer yaratmayacağını ve kaybolacaklarını söyleyenler de olacaktır. Ancak bizim konumuz olan popülaritenin bir meta oluşu bununla ilgilenmeyecektir. Metaların kendi aralarındaki dönüşümünün bir örneği de aslında popülaritenin satın alınmak için para ödenen bir şey olmasıyla başlıyor. Erken modern devletin metalarının tamamına işgal eden değerlerin yanında popülarite bir silah olarak da kullanılmaya açık. İnsanların tanınır olma çabasının anlamı nedir?
İnsan yalnızlık örtüsü olarak popülariteyi kullanır. Bunun içine maddi kazancı ekleyebilir ve paranın getiricisi olarak gördükleri kavramın peşinden gittiklerini söylemek de yanlış olmaz. Ancak burada bu kavrama zaten elinde tutan kapitalistlerin popülarite çabasını açıklayacak şekilde genişletmeliyiz. 
İnsanlar popülariteyi yeni bir meta olarak görüyorlar. Benim bunda gördüğüm en büyük sebep metaların çağın gereksinimlerinin çevresinde şekillenmesi. Dünyanın geleceğini bekleyen su ve gıda krizleri de bu popülarite kavramını yok edecek bence. Çünkü karnı aç insanlar sokakta birbirini öldüren insanlar birilerinin fikirlerini de düşünmeyi bırakacak.  Bunun sonucunda da popülaritenin gittikçe değersiz bir meta haline gelmesi de muhtemel. Bu kavramların anlamlı bir ifadesi, metaların dönüşme özelliğini kullanabilmek aynı zamanda. Popülariteyi bir meta yapan aslında insanların popülarite karşılığında bir ödeme yapması, yani tüketmesi. Bu tüketimin anlamlı bir değer yaratmadığı da ortada. Nüfusun tüketen kısmının üreten kısma oranı bize o ülkenin geleceği hakkında çok önemli şeyler söyleyebilir. Yeni gelecek olabildiğince az kişinin üretiminin olabildiğince fazla kişi tarafından tüketilmesini hedeflese de bu pek mümkün değildir. Bunun gelecek adına en önemli faktörü doğanın kendi içinde dönüşüyor olması. Özellikle Türkiye ve Ortadoğu’da yaşanan iklimsel dönüşüm bu bölgeleri tamamen çölleştirecek. Bu çölleşmenin sonucu olarak gıdanın ve suyun değerinin arttığını görürken Avrupa’da ise okyanusların yükselmesi ile belirli bölgelerin sular altında kalması bir felaket senaryosunda muhtemel olabilir. İnsanların son iki yüzyıl içinde kendilerini inandırdıkları gelişmiş medeniyetlerinin çöpleri, insanlığın sonu olabilecekken bunun yanına eklenen en büyük problem belirli ülkelerde kontrolsüzce artan nüfus. İnsanların üreme geleneği ve gelişmiş tıpla buluşunca belki de günümüzde gelişmemiş ülkelerin hayvan barınakları misali insan barınaklarında yaşayan insanları görmek pek de hayal görünmüyor. Zaten özellikle Avrupa ve Amerika’da evsiz insanların sokak yaşamlarının insanlığın yarattığı bir alt kültür olarak sokak hayvanlarının sonunun bir habercisi olarak okunabilir. Tabii ki bu verilen örnekler fazla hayalci görünüyor. Yüz yıl önce günümüzde hiçbirimizin şaşırmadığı muazzam teknolojiler gibi. Tüketim topluluğun bir sonucu olarak değerlerin insanlar arasında yaratılabilir olarak gezdiğini görüyoruz. Eskiyle yeni kavramları çok daha kıymetli hale geldi birkaç bin senelik yazılı tarihin son yüz senesinde bu kavramın anlamlı hale geldiğini söylemek hatta bunu son kırk seneye yüklemek bile yanlış olmaz. İnsanların. Ortalama hayat kalitelerini arttıran ancak arka planında düşüncesizlik olan bu sistem, habitatın da yok olmasına sebep oluyor. 
Sonuç olarak, kapitalist yeni meta olarak popülarite insanın kendisiyle ilgili yarattığı ilk metadır. Sevilmek her zaman önemli miydi? Çağının en büyük alim ve komutanlarının toplumun nefret ettiği insanlar olduğu çok da bilinmeyen şeyler değil. Ancak insanlar, gözleri kapanana ya da karınları acıkana, dilleri susuzluktan kuruyana kadar tehlikenin farkında olmayı başaramayan canlılardır. Bizim çitalar kadar sağlam. Gören gözlerimiz yok. Ancak geleceği görebilecek aklımızı ise kullanmayı seçmiyoruz.


 

Yorumlar

Popüler Yayınlar